30 Günden Az Çalışanlar Sağlıktan Yararlanabilir mi? Kısa Süre, Uzun Hikâye!
Selam sevgili forum ahalisi!
Bugün sizlerle iş dünyasının en gizemli sorularından birine el atıyoruz:
“30 günden az çalışanlar sağlıktan yararlanabilir mi?”
Ama sakın öyle ciddi ciddi “madde 88 şöyle diyor” falan beklemeyin! Burada bürokrasiyle değil, mizahın enformel SGK’sıyla iş görüyoruz.
Hazırsanız kahvenizi alın, bordronuzu kenara bırakın, bu konuyu birlikte çözelim. (Ya da çözmeye çalışalım... çünkü bazen SGK’nın labirentinden çıkmak, Minotor’u bulmaktan zor.)
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: “Abi Şimdi Ne Yapıyoruz?”
İşyerinde bir arkadaşın “Ben 25 gün çalıştım, sağlıktan yararlanabilir miyim?” diye sormasıyla başlar her şey.
Erkek camiasında bu soru, hemen bir strateji kurulu toplanmasına neden olur.
— “Kanka, e-devlet’ten baktın mı?”
— “Yok abi, şifreyi unuttum.”
— “O zaman annenin hesabına gir, ordan bak.”
— “O da şifreyi unuttu.”
Klasik.
Erkeklerin çözüm süreci NASA mühendisliğine taş çıkarır:
Birisi “Kuzenim 28 gün çalıştı, iki kutu antibiyotik aldı!” der, diğeri hemen “Demek ki 28 gün yeterli abi!” sonucuna varır.
Bir diğeri “Abi sen SGK’ya gidip bi’ konuş, belki oradaki memur iyidir” der.
Çünkü erkek mantığında çözüm = birine git, konuş, hallet!
Formül basit ama etkileyici.
Ve tabii ki son cümle hep aynıdır:
“Olmadı, hallederiz.”
Nasıl halledeceğiz? Kim halledecek? Belli değil ama moral yüksek!
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Ayy Canım, Sen Şimdi Ne Yapacaksın?”
Kadın forumdaşlar bu konuyu duydu mu, olay hemen duygusal destek hattına dönüşür.
Birisi hemen yazar:
“Canım sen şimdi çok stres yapma, 30 gün dolmadıysa bile acile gidebilirsin, devlet kimseyi mağdur etmez.”
Bir diğeri ekler:
“Benim komşunun kızı da öyle olmuştu, sonra sistemde görünmüş. Sen yine de e-devlet’ten kontrol et tatlım
.”
Kadınlar meseleyi sadece bilgi değil, ilişki üzerinden çözer.
Onlar için SGK bir kurum değil, biraz da duygusal bir bağdır.
“Biz senin arkandayız kızım, sağlık hakkın kutsaldır.”
Bir anda konu, sağlık sigortasından çıkıp toplumsal dayanışmaya evrilir.
Bir erkek “e-devlet şifrem yok” dese: “Git PTT’den al kardeşim.”
Bir kadın dese: “Ayy hayatım, ben sana nasıl yardımcı olabilirim, istersen beraber gidelim.”
İşte fark budur.
---
SGK’nın Romantik Olmayan Gerçeği: 30 Günlük Aşkın Sonu
Gelelim işin soğuk yüzüne: SGK diyor ki,
“Sigortalı ol kardeşim, en az 30 gün prim yatır, ondan sonra sağlıktan yararlan.”
Ama sistemin bir sürprizi var!
Eğer senin 30 günün dolmamışsa ama başka bir işten primin varsa, o süreler birleşiyor.
Yani SGK aslında eski sevgili gibi davranıyor:
“Yeni işe başlamışsın ama ben senin geçmişini de unutmadım.”
Ancak, eğer hiçbir primin yoksa, 30 günden az çalıştığın için sisteme “bekleme odasına” alınıyorsun.
O süre boyunca sağlık hizmetinden yararlanamıyorsun (istisna: acil durumlar ve doğum gibi bazı özel haller).
Yani SGK, “Senle ciddi düşünen biri olana kadar sağlık yok” diyor.
Resmen taahhüt istiyor!
“30 günlüğüne değil, uzun vadeli bir ilişki istiyorum” havasında.
---
Forum Strateji Ekibi Kuruluyor!
Erkekler hemen taktik masasına oturur:
“Abi ben 29 gün çalıştım, 1 günlüğüne başka işe gireyim, prim birleşir mi?”
“Ya da babamın üstünden yararlanabilir miyim?”
Kadınlar devreye girer:
“Senin annen-baban aktif sigortalıysa, onlardan yararlanabilirsin canım.”
Ve tabii klasik kapanış:
“Bir de Alo 170’i ara, onlar çok yardımcı oluyor.”
Bu noktada forumda bir dayanışma başlar.
Biri SGK linkini atar, diğeri “Ben az önce aradım, 30 gün şartmış” der, bir başkası “Ama benim kayınço yararlandı” diye olayı efsaneleştirir.
Sonuç:
Her biri kendi tecrübesini “devlet sırrı” gibi paylaşır.
Ama kimse tam olarak emin olamaz.
Çünkü SGK sistemi, Schrödinger’in kedisi gibi çalışır:
Hem yararlanabiliyorsun, hem yararlanamıyorsun… duruma göre değişir.
---
Ofiste Dedikodu Seviyesinde SGK Bilgisi
Bir çalışan diğerine anlatır:
“Ben 27 gün çalıştım, doktora gittim, sistem ‘aktif sigorta yok’ dedi.”
Öbürü hemen atlar:
“Benim kuzeninki 25 gündü, o yararlandı!”
Ve herkes kendi SGK’sının farklı paralel evrende işlediğine inanır.
Bir noktada “Abi torpil olur mu?” diye biri sorar,
diğeri “Yok kardeşim, bu devlet işi torpille olmaz ama memura tatlı götür.” der.
---
Sonuç: 30 Günlük Mucizeyi Beklerken
Gerçek şu:
30 günden az çalışan biri, doğrudan sağlık hizmetinden yararlanamaz.
Ama eğer geçmişte yatırılmış primlerin varsa, ya da eşin, annen, baban sigortalıysa, onlar üzerinden faydalanabilirsin.
Acil durumlarda ise sistem, “Tamam tamam, seni mağdur etmeyelim” diyerek kapıları açar.
Yani SGK, bir yandan katı, bir yandan da vicdanlı bir sevgili gibidir.
---
Forumdaşlara Soru: Sizin SGK Maceranız Nasıldı?
Peki sizin hiç “30 gün dolmadı ama hastaneye gittim” anınız oldu mu?
Ya da e-devlet’te “aktif değil” yazınca sinirlenip çay demlediniz mi?
Yorumlarda paylaşın, beraber gülelim, belki de içimizden biri SGK’nın “kısa süreli mucizesini” keşfetmiştir!
Unutmayın dostlar, sağlık da mizah da paylaştıkça güzel!
Selam sevgili forum ahalisi!
Bugün sizlerle iş dünyasının en gizemli sorularından birine el atıyoruz:
“30 günden az çalışanlar sağlıktan yararlanabilir mi?”
Ama sakın öyle ciddi ciddi “madde 88 şöyle diyor” falan beklemeyin! Burada bürokrasiyle değil, mizahın enformel SGK’sıyla iş görüyoruz.
Hazırsanız kahvenizi alın, bordronuzu kenara bırakın, bu konuyu birlikte çözelim. (Ya da çözmeye çalışalım... çünkü bazen SGK’nın labirentinden çıkmak, Minotor’u bulmaktan zor.)
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: “Abi Şimdi Ne Yapıyoruz?”
İşyerinde bir arkadaşın “Ben 25 gün çalıştım, sağlıktan yararlanabilir miyim?” diye sormasıyla başlar her şey.
Erkek camiasında bu soru, hemen bir strateji kurulu toplanmasına neden olur.
— “Kanka, e-devlet’ten baktın mı?”
— “Yok abi, şifreyi unuttum.”
— “O zaman annenin hesabına gir, ordan bak.”
— “O da şifreyi unuttu.”
Klasik.
Erkeklerin çözüm süreci NASA mühendisliğine taş çıkarır:
Birisi “Kuzenim 28 gün çalıştı, iki kutu antibiyotik aldı!” der, diğeri hemen “Demek ki 28 gün yeterli abi!” sonucuna varır.
Bir diğeri “Abi sen SGK’ya gidip bi’ konuş, belki oradaki memur iyidir” der.
Çünkü erkek mantığında çözüm = birine git, konuş, hallet!
Formül basit ama etkileyici.
Ve tabii ki son cümle hep aynıdır:
“Olmadı, hallederiz.”
Nasıl halledeceğiz? Kim halledecek? Belli değil ama moral yüksek!
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Ayy Canım, Sen Şimdi Ne Yapacaksın?”
Kadın forumdaşlar bu konuyu duydu mu, olay hemen duygusal destek hattına dönüşür.
Birisi hemen yazar:
“Canım sen şimdi çok stres yapma, 30 gün dolmadıysa bile acile gidebilirsin, devlet kimseyi mağdur etmez.”
Bir diğeri ekler:
“Benim komşunun kızı da öyle olmuştu, sonra sistemde görünmüş. Sen yine de e-devlet’ten kontrol et tatlım
.”Kadınlar meseleyi sadece bilgi değil, ilişki üzerinden çözer.
Onlar için SGK bir kurum değil, biraz da duygusal bir bağdır.
“Biz senin arkandayız kızım, sağlık hakkın kutsaldır.”
Bir anda konu, sağlık sigortasından çıkıp toplumsal dayanışmaya evrilir.
Bir erkek “e-devlet şifrem yok” dese: “Git PTT’den al kardeşim.”
Bir kadın dese: “Ayy hayatım, ben sana nasıl yardımcı olabilirim, istersen beraber gidelim.”
İşte fark budur.
---
SGK’nın Romantik Olmayan Gerçeği: 30 Günlük Aşkın Sonu
Gelelim işin soğuk yüzüne: SGK diyor ki,
“Sigortalı ol kardeşim, en az 30 gün prim yatır, ondan sonra sağlıktan yararlan.”
Ama sistemin bir sürprizi var!
Eğer senin 30 günün dolmamışsa ama başka bir işten primin varsa, o süreler birleşiyor.
Yani SGK aslında eski sevgili gibi davranıyor:
“Yeni işe başlamışsın ama ben senin geçmişini de unutmadım.”
Ancak, eğer hiçbir primin yoksa, 30 günden az çalıştığın için sisteme “bekleme odasına” alınıyorsun.
O süre boyunca sağlık hizmetinden yararlanamıyorsun (istisna: acil durumlar ve doğum gibi bazı özel haller).
Yani SGK, “Senle ciddi düşünen biri olana kadar sağlık yok” diyor.
Resmen taahhüt istiyor!
“30 günlüğüne değil, uzun vadeli bir ilişki istiyorum” havasında.
---
Forum Strateji Ekibi Kuruluyor!
Erkekler hemen taktik masasına oturur:
“Abi ben 29 gün çalıştım, 1 günlüğüne başka işe gireyim, prim birleşir mi?”
“Ya da babamın üstünden yararlanabilir miyim?”
Kadınlar devreye girer:
“Senin annen-baban aktif sigortalıysa, onlardan yararlanabilirsin canım.”
Ve tabii klasik kapanış:
“Bir de Alo 170’i ara, onlar çok yardımcı oluyor.”
Bu noktada forumda bir dayanışma başlar.
Biri SGK linkini atar, diğeri “Ben az önce aradım, 30 gün şartmış” der, bir başkası “Ama benim kayınço yararlandı” diye olayı efsaneleştirir.
Sonuç:
Her biri kendi tecrübesini “devlet sırrı” gibi paylaşır.
Ama kimse tam olarak emin olamaz.
Çünkü SGK sistemi, Schrödinger’in kedisi gibi çalışır:
Hem yararlanabiliyorsun, hem yararlanamıyorsun… duruma göre değişir.
---
Ofiste Dedikodu Seviyesinde SGK Bilgisi
Bir çalışan diğerine anlatır:
“Ben 27 gün çalıştım, doktora gittim, sistem ‘aktif sigorta yok’ dedi.”
Öbürü hemen atlar:
“Benim kuzeninki 25 gündü, o yararlandı!”
Ve herkes kendi SGK’sının farklı paralel evrende işlediğine inanır.
Bir noktada “Abi torpil olur mu?” diye biri sorar,
diğeri “Yok kardeşim, bu devlet işi torpille olmaz ama memura tatlı götür.” der.
---
Sonuç: 30 Günlük Mucizeyi Beklerken
Gerçek şu:
30 günden az çalışan biri, doğrudan sağlık hizmetinden yararlanamaz.
Ama eğer geçmişte yatırılmış primlerin varsa, ya da eşin, annen, baban sigortalıysa, onlar üzerinden faydalanabilirsin.
Acil durumlarda ise sistem, “Tamam tamam, seni mağdur etmeyelim” diyerek kapıları açar.
Yani SGK, bir yandan katı, bir yandan da vicdanlı bir sevgili gibidir.
---
Forumdaşlara Soru: Sizin SGK Maceranız Nasıldı?
Peki sizin hiç “30 gün dolmadı ama hastaneye gittim” anınız oldu mu?
Ya da e-devlet’te “aktif değil” yazınca sinirlenip çay demlediniz mi?
Yorumlarda paylaşın, beraber gülelim, belki de içimizden biri SGK’nın “kısa süreli mucizesini” keşfetmiştir!
Unutmayın dostlar, sağlık da mizah da paylaştıkça güzel!