Diyette zeytin yenir mi ?

Umut

New member
Diyette Zeytin Yenir Mi? Bir Yudum Zeytinin Ardında Saklı Hikâye

Herkese merhaba,

Bugün sizlere belki de basit gibi görünen ama aslında derin anlamlar taşıyan bir sorudan bahsetmek istiyorum: Diyette zeytin yenir mi? Bunu yazarken, sadece bir besinin kalori değerini değil, zeytinin tadındaki anı, özlemi ve belki de kaybedilen bir şeyin hüzünlü anılarını düşündüm. Zeytin, bazıları için diyetin yasaklı meyvesi, bazıları içinse hayatın, sağlığın ve tatların birleşimi… Hepimizin hayatına dokunan bir hikâye bu, hem de öylesine basit bir gıda üzerinden…

Zeytin: Bir Yudumda Geçmişe Yolculuk

Bir zamanlar, Ceren, en sevdiği akşam yemeğini hazırlarken her zaman sofraya zeytin koyardı. Zeytinlerin rengi, sanki geçmişin renkleri gibi parlak ve sıcak olurdu. Efsanevi bir yaz akşamı gibi… Hüzünlü ama güzel. Her yudumda hem çocukluğuna, hem de annesinin mutfaktaki sakinliğine dönerdi. Ceren için zeytin, sadece bir atıştırmalık değil, aynı zamanda her öğün, her anı hatırlatan bir anlam taşırdı. Fakat bir gün, Ceren'in hayatında büyük bir değişiklik oldu: Diyet yapmaya karar verdi. Her şeyin kontrol altına alınması gerekiyordu ve bu sefer “çok sevdiği” o küçük zeytinlerin bile yerini sorgulamaya başlamıştı.

Bütün o eski alışkanlıkları bırakmak, yemeklerin tadını düşürmek, sağlıklı olmak adına bir şeyleri terk etmek zor oluyordu. Zeytini düşününce, hemen aklına kalori sayıları, diyet listeleri, yasaklar geliyordu. Ama her seferinde, bir şey eksikti. Diyet yapmanın bir anlamı olmalıydı, değil mi? Zeytin, onun bir anlamıydı… Ancak yeni bir dünyada, zeytinin yeri hâlâ belirsizdi.

Erkeklerin Çözüm Odaklı Düşünüşü: Kural mı, Yoksa İhtiyaç mı?

Ceren'in kocası Cem, çözüm odaklı ve pragmatik bir adamdı. Her şeyin bir hesabı olmalıydı. Diyetin de bir amaca hizmet etmesi gerekiyordu. Cem, diyetin temeline, kaynağına odaklanıyordu. Zeytinin, kalori ve yağ içeriği gibi teknik yönlerine dikkat ediyordu. Diyetinin “başarıya” ulaşması için her bir öğün hesaplanmalıydı. Onun gözünde, zeytin sadece bir “şart”tı. Eğer diyette zeytinin yeri varsa, o zaman yerine koyulacak başka sağlıklı bir alternatif olmalıydı. Cem'in düşünce tarzı, diyetin “bütün”lüğünü sağlamak, her öğün için belirli bir kalori sınırına ulaşmaktı. Bu yüzden, zeytinin “miktarı” sorunuydu. Çünkü fazla kalori alırsa, diyetin bütünlüğü bozulurdu.

“Zeytin yemeyi seviyorsan, öğününü ona göre ayarlayabilirsin,” diyordu Cem, Ceren’e. Cem için her şey bir denge meselesiydi. Zeytin, onun için sadece bir seçenekti, bir kurallar bütünü içindeki yerini almak zorundaydı. Diyetinin öngörülebilir olması gerekiyordu. Zeytin, o küçük ama değerli şey, Cem için sadece zaman zaman “ruhsal bir ödül” olabilirdi. O kadar basit.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı: Sağlık mı, Huzur mu?

Ancak Ceren, Cem’in yaklaşımına hemen uyum sağlayamıyordu. Kadınların daha ilişkisel ve empatik bakış açısı, bazen çözüm odaklı düşünüşün ötesine geçer. Ceren için diyet, sadece “iyi görünmek” değil, aynı zamanda daha sağlıklı ve mutlu olabilmekti. Ama bir şey eksikti. Zeytin, onun için yalnızca bir tat değil, geçmişin, ilişkilerin, huzurun ta kendisiydi. Zeytini hayatından çıkaramazdı, çünkü o, anıların, sevdiği yemeklerin, sevdiklerinin arasında kaybolmuş bir şeydi.

Ceren için zeytin, sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da bir yere sahiptirdi. O, bir parça zeytinin, bir anı, bir duyguyu harekete geçirdiğini biliyordu. Zeytin, evdeki sofralara neşe katmak, çocuklarıyla geçirdiği o uzun kış akşamlarının özlemiyle doluydu. Zeytinin diyetle çelişip çelişmediği sorusu, Ceren'in zihninde daha çok bir içsel çatışmaya dönüşüyordu. Zeytin, bir kaşıktan fazlasıydı; her bir zeytin tanesi, Ceren’in içinde kaybettiği huzurun küçük bir hatırlatıcısıydı.

“Diyetim var diye bu huzuru kaybetmek istemiyorum,” dedi Ceren bir akşam, Cem’e. Cem bu sözleri anlamış gibiydi ama hemen pratik bir çözüm önerdi: “O zaman bir alternatif bulalım. Zeytinin yerini başka bir şey alabilir.” Fakat Ceren için mesele basit değildi. Zeytin, sadece bir gıda maddesi değil, hayatının küçük ama önemli bir parçasıydı.

Zeytin: Yalnızca Bir Gıda Mı?

Peki, şimdi soruyorum: Diyette zeytin yenir mi? Gerçekten yemek sadece bir bedensel ihtiyaç mı? Yoksa yemek, bir anlam taşıyor mu? Bir tat, bir anı, bir duyguyu birleştirebilir mi? Her bir diyetin temelinde kişisel tercihler, yaşam tarzları ve duygusal bağlar bulunuyor. Zeytin, belki de herkesin diyette var ya da yok diye düşündüğü bir şey. Ama Ceren ve Cem’in hikayesinde olduğu gibi, zeytin, bir besin maddesinden daha fazlasıdır. Bir simge, bir yudumda kaybolan bir anıdır.

Ceren’in hikayesiyle biraz empati kurarak, şimdi sizlere soruyorum: Diyette zeytin yenir mi? Sadece kalori ve miktarla mı ilgilenmeliyiz, yoksa bir parça zeytin, sağlıklı yaşamın bir parçası olabilir mi? Gerçekten “ne olmalı” sorusu, kişisel bir karara mı dayanmalı, yoksa toplumun dayattığı kalıplara mı uymalıyız? Ceren ve Cem’in bakış açılarını göz önünde bulundurduğumuzda, diyetin gerçekte ne anlama geldiğini tekrar sorgulamak zorundayız.

Yorumlarınızı merakla bekliyorum, hep birlikte bu hikâyeye nasıl bağlanacağınızı görmek çok keyifli olacak!
 
Üst