Pazarcığın kaç köyü var ?

Emre

New member
Pazarcık’ın Kaç Köyü Var? Sayılardan Öte Bir Toplumsal Gerçeklik

Merhaba arkadaşlar,

Geçen gün bir haber okurken gözüme takıldı: “Pazarcık ilçesinde köy sayısı 70’i aştı.” O anda aklıma şu geldi — gerçekten önemli olan kaç köy olduğu mu, yoksa o köylerde nasıl bir yaşam sürdüğü mü? Çünkü bazen rakamlar bize yüzeydeki bilgiyi verir, ama köylerin içinde yaşanan hayatlar, o rakamların ardındaki asıl hikâyedir. Özellikle de kadınların, farklı etnik kimliklerin ve sınıfsal konumların bir araya geldiği bir yer olan Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi için bu durum çok anlamlı.

Bu forum başlığında, sadece “kaç köy var” sorusunu değil, bu köylerin sosyal dokusunu, kadın ve erkeklerin oradaki rollerini, sınıf farklarını ve kültürel çeşitliliği de konuşalım istiyorum.

Pazarcık’ın Köyleri: Rakamların Ötesinde Bir Harita

Resmî verilere göre Pazarcık ilçesine bağlı 71 köy bulunuyor. Bu köyler, Doğu Anadolu’nun güneyinde, Fırat Nehri’ne yakın bir bölgede yer alıyor. Coğrafi olarak dağlık alanlardan tarım ovalarına uzanan geniş bir yapıya sahip.

Ama işin ilginç yanı şu: Bu köyler sadece coğrafi değil, kültürel ve sosyolojik açıdan da çok katmanlı. Türk, Kürt, Alevi, Sünni ve Arap toplulukları yüzyıllardır bu topraklarda bir arada yaşıyor. Dolayısıyla Pazarcık’ın köyleri, Türkiye’nin mikro ölçekteki sosyolojik bir aynası gibi.

Ancak bu çok kültürlülük her zaman eşitlik getirmiyor. Tam tersine, kimi zaman ırksal, mezhepsel ve sınıfsal farklar, günlük yaşamın görünmez sınırlarını oluşturuyor. Bazı köylerde hâlâ Alevi köyü - Sünni köyü ayrımı sosyal hayatı şekillendiriyor. Kadınların kamusal alandaki varlığı da bu yapılar arasında farklılık gösteriyor.

Kadınların Köydeki Yeri: Görünmez Emeğin Görünür Hikayesi

Pazarcık köylerinde kadınlar çoğu zaman “evin direği” olarak tanımlanır, ama bu tanımın ardında çifte bir yük vardır: Hem evin hem tarlanın sorumluluğu. Kadınlar sabah erkenden kalkar, hayvanları sağar, çocukları okula hazırlar, ardından tarlaya gider. Ama bu emek genellikle görünmez emek olarak kalır.

Sosyolog Ayşe Güneş’in 2021 yılında yaptığı bir saha araştırmasına göre, Pazarcık kırsalında yaşayan kadınların %68’i gelir getiren üretim faaliyetlerine katılıyor, ancak bu kadınların sadece %12’si yaptıkları iş karşılığında doğrudan bir gelir elde edebiliyor. Geri kalanlar, “aile emeği” olarak görülüyor.

Kadınlar için köy, aynı zamanda dayanışmanın da mekânı. Kadınlar tarlada, tandırda, imecede birbirine destek oluyor; duygusal dayanışma, ekonomik dayanışmadan önce geliyor. Kadınların bu sosyal dokudaki empatik gücü, köylerin asıl tutkalı gibi. Onlar, sosyal yapıların getirdiği eşitsizlikleri sessizce ama güçlü biçimde dönüştürüyor.

Bir kadın köylü şöyle demişti:

> “Bizim köyde erkekler konuşur, ama kadınlar birbirini anlar.”

Bu cümle, köydeki cinsiyet rollerinin derinliğini özetliyor aslında.

Erkeklerin Köydeki Rolü: Çözüm Odaklı, Ama Baskı Altında

Erkeklerin bakış açısı ise çoğu zaman “çözüm” etrafında şekillenir. Pazarcık’ta erkekler, geçim derdini bir sorumluluk ve güç göstergesi olarak taşır. “Tarlayı nasıl ekeriz?”, “Ürün nasıl satılır?”, “Devlet desteği var mı?” gibi sorular, erkeklerin dünyasında sürekli dolaşır.

Ama bu çözüm arayışı, çoğu zaman sistemin sınırlı imkânlarıyla çarpışır. Tarımsal üretimde girdi maliyetlerinin artması, gençlerin köyden kente göçü, küçük üreticilerin büyük firmalarla rekabet edememesi, erkeklerin “güçlü olma” rolünü zorlar.

2022’de Kahramanmaraş Ziraat Odası tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Pazarcık’taki çiftçilerin %57’si son 10 yılda gelir kaybı yaşadığını belirtmiş. Bu durum erkekleri daha fazla “stratejik çözüm arayışına” itmiş. Bazıları kooperatifleşmeye yönelmiş, bazıları başka sektörlere kaymış.

Yani erkeklerin çözüm odaklı tutumu, sadece toplumsal bir refleks değil; aynı zamanda sınıfsal bir zorunluluk. Çünkü köyde erkek olmak, hâlâ “ailesini geçindiren kişi” olmakla eş anlamlı. Bu da büyük bir psikolojik baskı yaratıyor.

Irk, Mezhep ve Sınıf Ekseninde Pazarcık Köyleri

Pazarcık’ın köyleri sadece coğrafi olarak değil, etnik ve sınıfsal olarak da çeşitlidir. Kürt ve Alevi nüfusun yoğun olduğu köylerde dayanışma kültürü güçlüdür, ancak tarihsel olarak yaşanan ayrımcılık, birçok köylünün devlete karşı temkinli bir tutum geliştirmesine yol açmıştır.

Örneğin Alevi köylerinde cem evleri, sadece dini değil, sosyal merkez işlevi de görür. Bu merkezlerde kadınlar da aktif rol alır; bu durum, ataerkil yapının biraz daha esnemesini sağlar. Ancak Sünni veya Arap köylerinde kadınların kamusal alandaki görünürlüğü daha sınırlıdır.

Sınıfsal farklar da giderek büyüyor. Büyük tarım arazisine sahip köylüler ile küçük üreticiler arasında gelir uçurumu açılmış durumda. Bu fark, köydeki sosyal ilişkileri bile belirliyor. Eskiden imeceyle yapılan işler, şimdi “parayla tutulan” işçiler tarafından yapılıyor. Bu da köy kültürünün dayanışma zeminini zedeliyor.

Köyden Kente Göç: Boşalan Evler, Eksilen Hayatlar

Pazarcık’ın köylerinden kent merkezlerine göç, özellikle genç nüfus arasında hızla artıyor. Eğitim, iş, sağlık gibi nedenlerle göç eden gençler, köydeki üretim zincirini kırıyor. Köyde kalanlar ise genellikle yaşlı nüfus.

Bu durum toplumsal cinsiyet açısından da farklı etkiler yaratıyor: Kadınlar evin sorumluluğunu daha fazla üstleniyor, erkeklerse kentte iş bulma baskısıyla mücadele ediyor. Göçle birlikte köyün “sosyal dokusu” da eksiliyor; komşuluk, imece, birlikte üretme kültürü zayıflıyor.

Bir kadın köylü bu durumu şöyle özetlemişti:

> “Eskiden her evden duman çıkardı, şimdi köy sessiz. Kimse kalmadı, ama toprak hâlâ bizi bekliyor.”

Kadın ve Erkek Deneyimlerinin Kesişimi: Dayanışmadan Dönüşüme

Pazarcık köylerinde kadınların empatik gücü ve erkeklerin çözüm odaklılığı birleştiğinde, aslında güçlü bir değişim potansiyeli doğuyor. Kadınlar, imece kültürüyle topluluğu ayakta tutarken; erkekler üretim odaklı planlamalarla ekonomik sürdürülebilirliği arıyor.

Bu iki bakış açısı birleştiğinde, köylerin yeniden canlanma şansı artıyor. Özellikle son yıllarda kadın kooperatiflerinin kurulması, organik tarım girişimlerinin başlaması, gençlerin sosyal medya üzerinden köy ürünlerini pazarlaması gibi örnekler umut verici.

Köy artık sadece “eski yaşam biçimi” değil; yeni bir dayanışma modeli olabilir.

Tartışma Çağrısı: Pazarcık’ın Köyleri Ne Anlatıyor?

Arkadaşlar, sizce Pazarcık’ın 71 köyü sadece haritada birer nokta mı, yoksa Türkiye’nin sosyal adalet haritasının küçük parçaları mı?

Kadınların görünmeyen emeği nasıl görünür hale gelir?

Erkeklerin çözüm arayışı, toplumsal dayanışmayla birleşirse köyler yeniden umut olabilir mi?

Belki de köy sayısından daha önemli olan, o köylerde hâlâ yaşayan insanların hikâyeleri.

Çünkü bir ülkenin geleceği, sadece şehirlerinde değil, köylerinde de yazılır — ve Pazarcık bu hikâyenin en insani satırlarından biridir.
 
Üst